|
|||
![]() |
SORUNLU ŞEHİR ZONGULDAK!.. | ||
Mustafa ALTINTAŞ | |||
Bir dönemler ülke ekonomisinin can damarı şehirde ekonomi çarkları dönmüyor, sanatsal, sportif ve kültürel anlamda gelişme olmuyor ise yanlış giden bir şeyler olduğu muhakkaktır! Geriye doğru bakıldığında 1973/1974 sezonunda birinci lige çıkan, TTK ile birlikte şaşalı günlerini yaşayan şehrin güzide takımı 1987/1988 sezonunda birinci ligden ikinci lige düşmesiyle birlikte şehirde geriye gidiş başladı, tabiri caizse kümeye beraber düştüler ve bu düşüş 31 yıldır devam ediyor! Kent’in birinci ligde top koşturan takımını küme düşüren zihniyetler, ekonomisine de önemli bir darbe vurulmasının yolunu elbirliği ile açtılar! Bunda siyasi, ticari, sivil toplum örgütleri, bürokrasisi, medyası gibi her kesimin vebali de günahı da büyüktür! Gelinen aşamada ülke sanayisinin can damarı durumundaki kocaman bir kurum küçüldükçe küçülmesine rağmen devletin sırtında, dudak uçuklatan kamu zararıyla kambur haline geldi! Aslında kurum göz göre göre çökertildi! 1980 sonrası kamu kuruluşu demir çelik fabrikalarına kömür veren TTK bu kurumlardan uzun zaman parasını alamadığı için çalışanların maaşını bile ödeyememiş, bankalardan yüzde yüze varan faiz oranlarıyla para alınması uzun süre devam etmesi sonucu kurumun zarar hanesi bir hayli kaparmış, mal karşılığı alacağını ya almış yâda siyasi erk vasıtasıyla sulha uğratılmıştı! Hadi kömür derine indikçe maliyet artışına neden olan zararlar ortaya çıkıyor da, kurumun uhdesindeki redevans usulü kiraya verilen sahalarda peydah olan kaçak kömürcülük gibi illegal bir oluşum bu şehrin başına nasıl bela oldu, bela edildi? Hukuksuz bir oluşumdan istihdam alanı senaryoları yaratan zihniyetlerin tezahürü sonucudur bu şehrin bir arpa boyu yol alamayışı, gün geçtikçe kötüye doğru gidişin hızlanışı! Kentin gelişme yönünde kötü gidişatı ve ekonomik anlamda yaşayanlara refah sağlamadığının nedenlerini bilmek için âlim olmaya gerek yok! Yakın geçmişin Google üzerinden panoramasına bakmak yeterde artar bile! Hani dert yanılan “kaçak kömürcülük bu şehrin kimyasını bozdu’’ tabiri var ya; ticari, siyasi gibi her kesimden dolaylı yoldan bu oluşumda bağı olduğu gerçeği gün gibi ortada! Bir dönem AKP’den belediye başkanlığı yapmış, Hipokrat yemini eden sağlıkçı belediye başkanı vardı, kaçakla mücadele eden kamu görevlilerine çıkışan, toplantı yaparak mücadelenin akamete uğratılması için gayret gösteren! Bu tür zihniyetler süre gelen zaman içerisinde siyasette, yerel yönetimlerde, sivil toplum örgütlerinde, ticarette önemli yerleri işgal etti! Aslında TTK kendine yeterdi, bu şehrin ekonomisini de iyi veya kötü sırtlayabilirdi de, bu tür zihniyetler, kurumu da, şehri de adeta çökertti! Tek bir sahil boyu peş peşe dizilen termik canavarlarının oluşum aşamasında da istihdam senaryoları devredeydi! Üstelik onlarca sivil toplum örgütünün olduğu bir şehirde çevre katliamı ve insan sağlığını önemli derecede etkileyen, yeni doğan çocuklarda kanser vakalarındaki artış nedeniyle çocuk onkoloji bölümünün açılması da bu anlayışların ürünüdür! Yok, efendim istihdam gelecek, her evden bir kişi iş sahibi olacak sözlerin fos çıktığı gerçeği kaçak kömürcülükte de yaşanıyor! Hiç değilse termik santrallerin kuruluşu belli bir hukuk çerçevesinde yapılmış, denetimsizlikten kaynaklanan aksaklıklar giderilebilirde, hukuki dayanaktan yoksun bir oluşumda ki ısrarcılık siyaseten garabettir! Sonuç olarak bu şehrin başında kara bulut gibi dolaşan, bir dönem’’ kurtar bizi baba’’, ’’kurtar bizi ana’’ diye bağıran beleşçi zihniyetler geçmişten bugüne sirayet ederek şehri örümcek ağı gibi ördü! Şimdilerde ise kaçak sonlandırılırsa işsizlik artar, şehirde kaos çıkar gibi felaket tellallığı yapan, Vali’den medet uman beleşçi zihniyetler şehrin geleceğini de umutsuz vaka durumuna düşürdü! O nedenle Zonguldak’ta bürokrat olmanın, hele de şehrin mülki amiri durumunda Vali olmak hiçte kolay değil! Şehrin asıl sahibi konumunda olanların geçmişten bugüne, gelişmeler ışığında karneleri hiçte iyi olmadığı gün gibi ortada! ÇAYCUMA’DA SORUNLU ÖĞRETMEN EVİ!... Şehrin elle tutulur, geleceğine umutla bakılan Çaycuma ilçesinde belediyecilik alanında modern şehirleşme çalışmaları yapılıyor. Elbette iyi şeylerin yanı sıra kötü giden bir takım gelişmelerde olacaktır! Ancak sanayi kenti, uluslararası havaalanının olduğu bir ilçede kamu kuruluşu eliyle yürütülen oluşumlardan iyi hizmetler beklenmesi, kötüye tepki ve serzenişler de doğaldır. Asıl konuya gelecek olursak Çaycuma öğretmen evinin konaklama hizmetlerinden memnuniyetsizlik duyanların sesine kulak verelim dedik ve bizzat şikâyet konusu olayı yaşadık ve tanıklık ettik. Mesleğim gereği ülkenin çeşitli il ve ilçelerine yaptığım ziyaretlerde konaklama yeri olarak öğretmen evlerini tercih etmiş, memnuniyetimi belirten yorumlarım olmuştur. Ancak Çaycuma Öğretmenevinde kış gününde bir defa kalanın bir daha bu mekânı tercih etmeyeceğini de söylemeden geçemem. Dört metre tavan boyu, geniş bir odayı tek bir petek ile ısıtma anlayışı ve en düşük ayarda kombi ayarı, sadece görüntü olsun zihniyetinden başka bir şey değildir. Kocaman odada sabahın olmasını dört gözle bekleyenlerin 3-4 battaniyeye sarılmaktan başka çareleri yok. Banyo yapma düşüncesinde olanlar için bu soğuk kış gününde tam bir rezalet! Kocaman bir odanın yanı sıra, kocaman bir banyoda ısıtıcı petek olmayan, web sitesinde 7/24 sıcak su aksine, sıcak su tertibatı olmayan, gali-beladan kalma ihlas elektrik şofbenle banyo yapılmasına reva gösterilmesi ayrı bir sorun! Kahvaltı için geniş bir restoran kısmının olduğu ikinci kat belli ki yoğunluk olmadığından açılmamış, alt katta çay ocağında merdiven altı tabiri tepsiyle sunulan kahvaltı! Sonuç olarak yaz günü bu tür şikâyetler yaşanmayacağı muhakkaktır, ancak yaz kış konaklama ihtiyacı bu tesislerde eşit ölçülerde yapılabilmeli, kuruluş amaç yönergesince olması gereken olmalıdır! Yok, efendim “burası tarihi bina, tavanlar yüksek, gereği kadar ısınma sağlanamıyor’’ gibi bahaneler boş ve anlamsız söylemlerdir! Üstelik hizmetlerin noksansız yapılabilmesi amacıyla maaşını devletten alan, Milli Eğitim mensubu müdür ve müdür yardımcısının olduğu misafirhanede bu tür sorunlar yaşanmamalı. Şayet yaşanıyorsa bu üst düzey iki Milli Eğitim görevlisinin durumu da sorgulanır hale gelir! BURASI ZONGULDAK!.. Kaçak kömürcülük başta olmak üzere, hiçbir alanda memnuniyet veren gelişmelerin olmadığı bir şehir Zonguldak! Çevre kirliliğine bağlı termik santrallerden dert yanılırken, tüzüğünde hizmet adı altında bir dizi maddesi olmasına rağmen tabela derneği olmaktan öte geçemeyen onlarca sivil toplum örgütünden (bir kaçı hariç) tık yok! Sermayesi kaçak kömürcülük olanların siyasette, ticarette, yerel yönetimlerde rağbet gördüğü, yer bulduğu genetiği bozuk bir şehir Zonguldak! Düzen bozulmaya görsün ne çark kalır, nede dişlileri! Sistem kokuştu, fikri üretim gabili yeti, koltukta kalabilme gibi sığ anlayışlara teslim oldu! Yaşamın akışı da, hizmet anlayışı da adeta bozuk melotrama (bestelenmiş drama) dönüştü de, hümanist (insan odaklı) anlayışlar yerle bir oldu! Aslında hizmet makamında olanların tiyniyeti (mayası, huyu) bozuk olmasın, düzen de bahanesi olur. Günü kurtarabilme gibi sığ anlayışlar, kişisel menfaat beklentileri gibi şuursuz vatandaşlık bilincinin olduğu şehrin, gelişme yönüne bundan öteye gidecek yolu da olmaz! Sözün özü bu kentin içine topyekûn hep birlikte ettiler, siyasetçisinden, bürokratına, sivil toplum kuruluşları, sendikacısından, vatandaşına kadar! Bir dönemler “kurtar bizi baba, kurtar bizi ana’’ diye bağıranlar her gelen mülki amiri Vali’ye kurtar bizi demeye başlanması beleşçi zihniyetin geçmişten bu güne sirayet edenlerin ayrı bir versiyonudur! Sonuç olarak bu şehrin kurtuluşu bu şehirde yaşayanların elindedir ve olması gerekende budur!
|
|||
Etiketler: SORUNLU, ŞEHİR, ZONGULDAK!.., |
|